8 Mart ve Kadınlar

Özel günler, her zaman bir soru işareti oluşturmuştur kafamda…

Çünkü özel günler; sorun ve/veya bazı duyguların hala canlı olduğunun, canlı tutulmaya çalışıldığının da; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü anma etkinliklerinde olduğu üzere, bir göstergesidir aynı zamanda.
Kadına dair sorunlar, konu, insanlık ve insan hakları sorunu olarak görülmediği, algılanmadığı sürece devam edeceğe benziyor. Çünkü en demokrat, en özgürlükçü olan ve/veya olduğunu iddia eden erkekler bile işine gelmediği zaman kadına, “Otur evinde, elinin hamuruyla erkek işine karışma” deyip işin içinden çıkmaktadır. Bu konuma düşmelerinde kadınların tutumu ise ayrı bir tartışma konusudur.
Sorunların cinsiyet sorunu olarak değil insan hakları sorunu olarak algılandığı ve bu şekilde görüldüğü bir dünyada yaşamak dileğiyle.
Sömürülen, baskıya ve insanlık dışı uygulamaya maruz kalan tüm kadınların, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun...

KADINLAR KADINLARIMIZ

Anamız

Avradımız

Kızımız

Kız kardeşimiz

Aşkımız

Kısaca kadınlar yani kadınlarımız…

Bazen sevdamız

Bazen nefretimiz

Ama her zaman

Yüreğimizde taşıdığımız

Yüreğimizde yaşattığımız

Canımız, kanımız…

Bazen cepheye silah, cephane taşıyan

Bazen yolumuzu gözleyen

Yeri gelip evimizi, ocağımızı çevirip döndüren

Vefakâr ve cefakâr yoldaşımız,

İşimize gelmediği zaman kolayca damgaladığımız

Ama bir türlü vazgeçemediğimiz

Sevgimiz, tutkumuz…

Bazen uğruna hapis yattığımız

Bazen çocuk gelin yaptığımız

Yeri gelip çaresizliğimizi

Üzerinde şiddet uygulayarak gösterdiğimiz

Nefretimiz, tutkumuz

Yani türküdeki kara sevdamız

Aryadaki coşkumuz

Alyada dolunayın etrafındaki halemiz

Kısaca kadınlar, kadınlarımız…

Kısaca işimize gelmediğinde

“Otur evinde, elinin hamuruyla erkek işine karışma”dediğimiz

Ancak işimize geldiğinde sabana, öküzün yanına koştuğumuz

Özlemimiz ve nefretimiz…

Kısaca olmadıkları zaman yarım kaldığımız

Evinde oturması değil yaşamın her alanında yeralması gereken

Diğer yanımız,

Yani kadınlar, kadınlarımız…